Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği (AIFD) tarafından desteklenen, yürütücülüğünü ReDis Innovation’ın üstlendiği ve bu yıl 65 biyogirişimcinin başvurduğu dördüncü BIO Startup Programı’nda 5 finalist belli oldu. Finalistler, Haziran ayında ABD’ye gidecek.
Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği (AIFD) tarafından desteklenen, yürütücülüğünü ReDis Innovation’ın üstlendiği ve bu yıl 65 biyogirişimcinin başvurduğu dördüncü BIO Startup Programı’nda 5 finalist belli oldu. Online programın ardından 3 günlük bir kampa katılan biyogirişimciler, 19 Nisan’da BIO Expo’daki TÜSEB ’Güçlü Bir Biyoekonomiye Doğru: Biyoteknolojide Öncelikler ve İşbirlikleri’ sempozyumu kapsamında düzenlenen BIO Startup Demo Day’de jüri karşısına çıktı. Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenen Demo Day’de sunumlarını yapan biyogirişimciler arasından jüri tarafından seçilen 5 biyogirişimci, 3-6 Haziran tarihleri arasında Philadelphia’da düzenlenecek BIO Entrepreneurship Bootcamp ve BIO Convention’a katılma ABD programına katılma hakkına sahip oldu.
’’ABD’ye gidecek firmalar ve diğer firmalar 3 gün boyunca burada eğitim aldılar’’
Starup programı hakkında bilgi veren AIFD Yatırım Politikaları ve Kurumsal İletişim Direktörü Cengiz Aydın, ’’Burada AIFD’in üstlendiği BIOS Startup Programı’nın Girişimcilik Kampı’nın 3’üncü günündeydik, bugün sonlandırdık. Programa katılan firmalarımızla birlikte 3 gündür yoğun bir şekilde eğitim süreci yaşadık. Bugün Demo Day günümüzdü. 11 tane startup’ımız jüri karşısına çıktı, projelerini ve iş modellerini anlattılar. Bunlardan 5 tanesi seçildi, 5 tane başarılı olan starup’ı ABD’ye BIO Convention’a götürüyor olacağız. Etkinlik, 3 ve 6 Haziran arasında Philadelphia’da olacak. Bu etkinlik, dünyadaki en büyük biyoteknoloji etkinliğidir. Kazanan firmalarımızı buraya götürerek küresel ağ ve yatırımcılarla tanıştırıp onların ticarileşmesinde hızlandırıcı bir rol oynamayı düşünüyoruz. Oraya gitmek avantaj ama bu sefer firmalarımız hazırlıklı gidiyor olacaklar. Buradaki eğitimin amacı da buydu. ABD gibi bir dünyaya giderken, orada ne beklendiğini, nasıl bir ortamda karşılaşacaklarını, oradaki uluslararası karar alıcıların neler istediğini biliyor olmaları lazım. Burada buna yönelik eğitim aldılar. Şimdi oraya hazırlıklı gidiyor olacaklar. Biz de dernek olarak; kendi üye firmalarımız ile onları bir araya getirmeye ve mümkün olduğunca doğru insanlarla tanışmalarını sağlamaya çalışacağız’’ dedi.
’’Her yıl biyoteknoloji startup’larının havuzundaki nitelik artıyor’’
Biyoteknoloji startup’larında niteliklerin arttığını vurgulayan ReDis Innovation’ın Kurucusu Selin Arslanhan, ’’Her yıl biyoteknoloji startup’larının havuzundaki nitelik artıyor. Hem gelen başvurulardan hem de programa katılan 11 biyogirişimci açısından bunu söylemek mümkün. 11 tane Demo Day’e çıkan biyogirişimciğe bakınca gayet ileri aşamalardaki girişimlerin içinde olduklarını görüyoruz. Bu çok önemli bir durum. Çünkü önümüzdeki dönemde onların küreselleşmelerini, küresel bağlantılara erişmelerini hızlandırmak istediğimiz için bulundukları aşama, çalışan bir prototipi sahip olmaları çok kritik. Bizde 11 biyogirişimci arasında çalışan prototipe sahip olanları görüyoruz. Yatırım alanlar ve önümüzdeki dönemde yatırım almaya hazır olanları ve pazara çıkmış ve ilk satışını yapmış olanları görüyoruz. Dolayısıyla geçtiğimiz yıllara göre bu yıl ki startup havuzumuzda ileri aşamada girişimler var. Alanlara göre bakarsak; dünyada biyoteknoloji alanında hangi alanlar öne çıkıyorsa bizim 11 biyogirişimcinin de benzer alanları odaklandığını söylemek mutluluk verici. BIO startup programı söz konusu olduğunda dünyadaki gündem, Türkiye’nin gündemi oluyor’’ şeklinde konuştu.
ABD’ye gitmeye hak kazanan VacciZone şirketinin Genel Müdürü Dr. İbrahim Gökçe Yayla şöyle konuştu: ’’Projemiz kansere karşı ilaç geliştirme projesiydi. Aslında son yıllarda kanser tedavisinde bir devrim yaşıyoruz. Biz bu devrime immünoterapiler diyoruz. Yani vücudumuzun bağışıklık sistemini kansere karşı harekete geçirerek vücudun kendi kanser hücrelerinin temizlemesidir. Kısmen büyük başarılar elde edildi. Bazı kanserlerde, artık kanser tarihçemizde hiçbir zaman görmediğimiz iyi cevaplar görmeye başladık. İyi çalıştığı zaman faydalı olan bir tedavi yöntemi. Önceden kanserin yayılmış; terminal vakaları bile immünoterapi, bir kısmını kurtarmaya başladı. Ne yazık ki, kanserlerin 5’te 1’inde iyi çalışıyor. İmmünoterapinin destek tedavilerle geliştirmesi lazım. Şirketimiz bu destek tedavilerden bir tanesini yapıyor. Şu anlaşılmasın: immünoterapi sistemi vitaminlerle kuvvetlendirme gibi değil. Çok daha bilimsel, bugünkü immunoterapi ilaçlarının eksik kaldığı biyolojik yolakları tetikleyerek onlara destek olmaktır. Bizim geliştirdiğimiz ilaç, kanseri vücudun geliştirdiği immüno sistemi hücrelerine daha iyi tanıtmak. Yani birinci aşamasını geliştirmeye çalışıyoruz’’.
Dünyanın en büyük biyoteknoloji organizasyonlarından BIO Convention’a katılma imkanı
Seçilen biyogirişimciler ABD programı süresince yatırımcılar, küresel şirketler, inkübasyon merkezleri gibi uluslararası ekosistemin farklı aktörleri ile bir araya gelecek.
BIO Startup 2019 kazananları şöyle;
1- VacciZone Biotech: Dört uluslararası bölgede patent sahibi, Türkiye’nin ilk ve tek biyoteknoloji buluşunun ticarileşmesi için kurulan startup şirketi. VacciZone Biotech ile tamamen milli ve yerli anti-kanser immün tedavi yöntemi geliştiriyor.
2- Vagustim: Geliştirdikleri cihazla kulaktaki vagus sinirini elektriksel olarak noninvazif bir şekilde uyarıyor ve otonom sinir sistemini düzenleyerek migren ataklarının oluşmasını engelliyor.
3 – Pera Labs: Sperm hücresine zarar vermeden, sağlıklı sperm hücrelerini seçip, görüntü işleme algoritmaları ve derin öğrenme modelleri ile DNA kalite analizi yapıyor.
4- Tarabios: Kan Pıhtılaşma süresi ölçüm cihazı geliştiriyor.
5- ELAA Teknoloji: 3 Boyutlu Akciğer Navigasyon Sistemi geliştiriyor.