İstanbul Son Dakika

Haberi Paylaş:

Share on facebook
Facebook
Share on twitter
Twitter
Share on whatsapp
WhatsApp

“PMS’nin hayatınızı kontrol etmesine izin vermeyin”

Kadın Doğum Uzmanı Op. Dr. Leyla Ercan, PMS (adet öncesi sendrom) ile ilgili “Kadınların yüzde 75’i hayatlarının bir döneminde PMS’den etkilenir ve yüzde 80’i hafif şikâyetlerle geçirir, menopoz ile son bulur” dedi.

PMS, adet gören kadınlarda, adetten 7-10 gün önce başlayan, adet kanaması ile azalan ve 3-4 gün içinde kaybolan duygusal, davranışsal ve fiziksel olarak yaşanılan sıkıntıları tanımlar. Medicana Bahçelievler Hastanesi Kadın Doğum Uzmanı Op. Dr. Leyla Ercan, PMS (adet öncesi sendrom) hakkında bilgi verdi. Kadının bu döneminde en çok görülen rahatsızlıkları; sebepsiz gerginlik hissi, memelerde hassasiyet, baş ağrısı, şişkinlik gibi hafif şikâyetlerden, depresif ruh hali, bulantı kusma, bezginlik, panik atak gibi değişen şiddette sıkıntılarla geçebileceğini belirten Op. Dr. Leyla Ercan, “Yaşanılan şikâyetlerin ağrılığına göre PMS, kadının yaşam kalitesini, aile ve iş hayatını ve sosyal ilişkilerini bozabilen önemli bir durumdur. Kadınların yüzde 75’i hayatlarının bir döneminde PMS’den etkilenir ve yüzde 80’i hafif şikâyetlerle geçirir, menopoz ile son bulur” dedi.

Adet öncesi gerginlik PMS habercisi olabilir
Geçmişte ya da doğum sonrasında depresyon atağı geçirenlerde, ailesinde depresyon ya da PMS olanlar da ve psikolojik ya da fiziksel travmaya maruz kalanlarda, ailesinde ve çevresinde ilgi eksikliği hissedenlerde daha sık görüldüğünü ifade eden Dr. Leyla Ercan, “Kişinin kültürel alt yapısı, bulunduğu coğrafik durum, psikolojik durumu da önemli bir faktördür. PMS, belirtilerinin biri veya birkaç tanesi birlikte olabilir. Psikolojik duygusal ve davranışsal belirtiler sebepsiz gerginlik, mutsuzluk, kaygı, dikkat dağınıklığı, yeme içme değişiklikleri ve cinsel istek değişikliklere yol açar. Fiziksel belirtiler ise baş ağrısı, memelerde hassasiyet, eklem-kas ağrıları, halsizlik, karında şişlik, kabızlık ve akne artışı beraberinde getirir” şeklinde konuştu.

“Öfke patlamaları sosyal hayattan kopma derecesine getirebilir”
Op. Dr. Ercan, “Her ay tekrarlayan şikayetler, ağır depresyon, ağlama krizleri, öfke patlamaları, panik atak, sosyal hayattan kopma derecesine getirir. Kadının gündelik hayatını etkileyen bu tabloya premenstrüal distrofik bozukluk (PMDD) denir ki bu durum mutlaka profesyonel yardım ve tedavi gerektirir. PMS’nin özelliği, şikâyetlerin her ay adetten önce aynı zamanlarda başlayıp, adet kanaması ile son bulmasıdır. Bu tanıma uymayan ama benzer şikâyetler oluşturan hallerde; anemi, depresyon, hipotirodi, kronik yorgunluk sendromu, endometriozis, İBS, romatizma gibi başka hastalıklar araştırılmalıdır. PMS’nin kesin sebebi bilinmemekle beraber, adet periyotu boyunca kandaki hormonal oynamalar, beyinde salgılanan, psikolojik ve duygusal durumu düzenleyen serotonin hormonundaki değişimler ve vücudun buna verdiği tepkiler ile açıklanmıştır” diye konuştu.

“Spor ve dengeli beslenme vücuttaki ödeme iyi gelir”
PMS tedavisi şikâyetlerin şiddetine ve kişiye göre şekillendiğini belirten Op. Dr. Leyla Ercan, “Hafif ve orta derecede vakalarda yaşam şeklini ve alışkanlıkları düzenlemek yetebilir. Karbonhidrat (şeker), tuz, kahve, alkol, sigara tüketimini kısıtlamak ve düzenli egzersiz gibi. Yine ihtiyaca göre vitamin ve mineral desteği yapılabilir. Uyku düzenini sağlamak, her gece aynı saatlerde yatmak ve en az 7 saat uyku tavsiye edilir. Düzenli spor, hobi edinme, sosyal aktiviteler kişinin duygu durumunu iyileştirerek stresi de azaltmaya yarayabilir. Ayrıca, spor ve dengeli beslenme vücuttaki ödeme, şişkinliğe iyi gelir. Ağrılar için ağrı kesicilerden faydalanılabilir. İhtiyaç halinde periyot boyunca olan hormonal değişimleri azaltmak için doğum kontrol hapları başlanabilir. Tüm bu destek tedavilerinin ve yaşam şekli düzenlemenin yetmediği hallerde altta yatan gizli depresyon araştırılmalı ve ayrıca psikolojik destek verilmelidir”.