İstanbul Son Dakika

Haberi Paylaş:

Share on facebook
Facebook
Share on twitter
Twitter
Share on whatsapp
WhatsApp

Prof. Dr. Cevdet Erdöl: “Abdülhamid Han’a yapılanlar 31 Mart’ta Erdoğan’a yapılmak isteniyor”

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cevdet Erdöl, “Padişahlığı süresince, eğitim, kültür, sanat, mimari, askeri, sağlık, iktisat, bilim ve teknoloji sahalarında yaptığı yenilik ve hizmetlerle Devlet-i Aliyye’ye şeref ve itibar kazandıran Sultan Abdülhamid Han’ı 31 Mart vakasını bahane ederek deviren şer cephesi, bugün torunları marifetiyle Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Türkiye’nin birliğine yönelik ’Millet İttifakı’ maskesiyle bir araya getirildi” dedi.
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cevdet Erdöl, padişahlığı süresince, eğitim, kültür, sanat, mimari, askeri, sağlık, iktisat, bilim ve teknoloji sahalarında yaptığı yenilik ve hizmetlerle Devlet-i Aliyye’ye şeref ve itibar kazandıran Sultan Abdülhamid Han’ı 31 Mart vakasını bahane ederek deviren şer cephesinin, bugün torunları marifetiyle Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Türkiye’nin birliğine yönelik ’Millet İttifakı’ maskesiyle bir araya getirildiğini ifade etti. Sultan Abdülhamid Han’ın, dünyaya yön veren deha seviyesinde bir lider olduğunu ve izlediği denge politikası ile dünyayı hassas bir terazide tuttuğunu belirten Erdöl, sözlerine şöyle devam etti:
“Rektörü olduğum Sağlık Bilimleri Üniversitesi’nin banisi de olan cennetmekan Sultan Abdülhamid Han’ın 31 Mart Vakası sebebiyle İttihat ve Terakki ileri gelenleri tarafından tahttan indirilip Selanik’e gönderilmesinden kısa bir süre sonra Büyük Sultan’ın izlediği denge siyaseti bozuldu ve önce Trablusgarp daha sonra Balkan savaşlarına sürüklendik. Devamında Birinci Dünya Savaşı’na girdik. Bu savaşlarda ordumuzun yarısı yok oldu. Yetişmiş bütün elemanlarımızı cephelerde şehit verdik. Abdülhamid Han devrildiğinde 7 milyon kilometrekare toprağımız vardı. Dokuz sene içerisinde bu toprakların yaklaşık 6 milyon kilometrekaresini yani yüzde 84’ünü kaybettik. 31 Mart’ta feda edilen bir Sultan Abdülhamid değil veda edilen koskoca Osmanlı olmuştur. Bugün İslam coğrafyasında dökülen kan ve gözyaşı 31 Mart’ta yapılan ihanetin, darbenin zaruri bir neticesidir” dedi.
Sultan Abdülhamid Han’a ve Osmanlı’ya reva görülen zulmün aynısı ve daha fazlasının, üstelik de küresel çaplı çok yönlü bir saldırı furyası ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yapılmak istendiğini söyleyen Rektör Erdöl, “Bu planların 2019 sürümü ile yüzleştiğimiz bugünlerde, küresel aktörlerin kanlı ve kirli senaryolarını kimler üzerinden vizyona sokmaya çalıştıklarını hayret ve hayal kırıklığı ile müşahede etmekteyiz. Yan yana yürüyemez dediğimiz partilerin can cana bir gayret içerisinde neye hizmet ettiklerini gururla ifade etmekten çekinmeden haya ve insaf sınırlarını zorlayarak bekamızı tehdit ettikleri herkesçe malum bir hakikattir. Bu hakikatin neye mal olacağı ise Abdülhamid Han’ın yokluğunda ödenen bedellere bakıldığında alenen görülmektedir. Türkiye’yi bölme, Türk milletini yok etme planları olan küresel güçler 31 Mart seçimleri öncesinde tıpkı Abdülhamid Han’a yaptıkları gibi CHP, HDP, İP, SP, DHKP-C, FETÖ’yü Erdoğan düşmanlığında birleştirdiler. Atatürk mirası olmakla övünenler, millilik muştuları ile aslına ihanet edenler, halkların kardeşliği söylemleri ile yola çıktığını söyleyip terör namlularının gölgesinde ihanetin adresi olanlar ve nihayet adil düzenin ekmeğini yeyip adi senaryoların bir aktörü olanlar bu küresel vakumların Türkiye ayağı olmuş, söylemleri ile eylemleri arasındaki uçurumdan masum seçmen kitlelerini yuvarlamayı planlamaktadırlar. Allah korusun 31 Mart’ta bu kirli ittifak başarılı olursa bize ait mukaddes her ne varsa bir bir elimizden çıkacaktır. 31 Mart bir keskin viraj, bir beka, bir hayat memat meselesidir. 31 Mart’ta oy pusulasını ’pusulayı’ şaşırmadan kullanmalı ve yörüngesinden sapmayan bir Türkiye yolculuğunun önünü açmalıyız. 7 Haziran’da ders vermeye çalışmanın bedelini fırsatı ganimet bilen hainlerin hamleleri ile bizzat görmüş seçmenler olarak bu seçimi bir ders verme değil ders çıkarma seçimi, beka seçimi olarak ele alma ve değerlendirme mecburiyetimiz; kişisel, milli ve imani bir aidiyet meselemizdir. İnanıyorum ki harici-dahili düşmanlarımızın destek ve yönlendirmesiyle ittifak kuranlar; 31 Mart akşamında kahraman milletimizin iman dolu göğsüne çarparak yerle yeksan olacaklardır. Çünkü Rahmet Peygamberi Muhammed Mustafa’nın (s.a.v.) hadisinden işaretle, ’Müslüman bir delikten iki defa ısırılmaz.’ Kirli ittifak ve sahipleri aziz milletimize bir 31 Mart vakası daha yaşatamayacak, kirli ve çirkin sevinçleri kursaklarında kalacaktır. Milletimiz asla daha aşağı inmelerine müsaade etmeyecektir. Bu duygularla bir sandık bir vatan bir oy bir kalkan diyor ve aziz milletimizi Cumhur İttifakı’na, ülkemizin bekasına sahip çıkmaya davet ediyorum” dedi.