İstanbul Son Dakika

Haberi Paylaş:

Share on facebook
Facebook
Share on twitter
Twitter
Share on whatsapp
WhatsApp

Zatürre yaşlılarda ölümcül olabilir

Zatürrenin yaşlılarda ölümcül olabileceğini söyleyen İstanbul Aile Hekimliği Derneği (İSTAHED) Bilim Komisyonu ve Aşı Çalışma Grubu Üyesi Uzm. Dr. Ayşe Seda Demirel, yaşlılık döneminde özellikle akciğerlerin dışarıdan alınabilecek bakteri ve virüslere karşı çok daha savunmasız kaldığını belirtti.
Dünya genelinde yaşlı nüfusun sayısı ve dünya yaş ortalaması hızla artarken yaşlılığın tanımı da değişiyor. Artık yaşlılık yıl hesabına göre değil, insanların hayatını başka birine muhtaç olmadan sürdürebilme kapasitesine göre tanımlanıyor. Dünya Sağlık Örgütü tarafından hazırlanan Yaşlanma ve Sağlık Dünya Raporu’na göre yaşlı kişi, ’doğduğu zaman mevcut olan ortalama yaşam beklentisini geçen kimse’ olarak tanımlanıyor. Aynı raporda 60-74 yaş arası yaşlılık, 75-89 yaş arası ileri yaşlılık ve 90 yaş ve üzeri ihtiyarlık olarak tanımlanıyor. 2050 yılında 60 yaş ve üstü nüfusun dünya nüfusunun yüzde 22’lerine ulaşacağı (2 milyar kişi) öngörülüyor.
Yaşlılar Haftası sebebiyle açıklama yapan İstanbul Aile Hekimliği Derneği (İSTAHED) Bilim Komisyonu ve Aşı Çalışma Grubu Üyesi Uzm. Dr. Ayşe Seda Demirel, sağlıklı bir yaşlılığın mümkün olduğunu vurgulayarak, erişkin aşılamasının da bu doğrultuda büyük önem taşıdığını belirtti.

“Yaşlılıkla birlikte bağışıklık sistemi de zayıflıyor”
Son yıllarda bireyin sağlığını ve işlevselliğini tanımlarken kronolojik yaştan ziyade, ‘kırılganlık’ tanımının daha büyük bir önem kazandığını belirten Demirel, “Kırılganlık; kronik hastalıklara da bağlı sağlık riskleri, hareketin azlığı ve beslenme bozukluğu gibi çeşitli faktörlere bağlı olarak gelişen, ilerleyici seyreden, günlük aktivitelerde ve strese yanıtta görev alan fizyolojik birikimlerde azalma olarak tanımlanabilir. Bu da bağışıklık hücrelerimizin yapımında ve yenilenmesinde de kaçınılmaz bir azalma ve güçsüzlük ve birçok hastalığın riskinin artmasına ve bireyin de yenilenme ve işlev kapasitesinde düşüşe yol açar. Öte yandan, bireysel genetik ve yaşam tarzı farklılıkları, beslenme ve egzersiz alışkanlıkları da söz konusu olduğu için 70 yaş üstü bazı bireylerin zihinsel ve fiziksel olarak çok iyi durumda bulunmalarına karşın, bazı yaşıtlarının ‘kırılganlık’ başta olmak üzere çeşitli nedenlerle en basit ihtiyaçlarını karşılamak için dahi başka bireylere bağımlı hale gelebildikleri görülmektedir” dedi.

“Zatürre 65 yaş üstü ve risk grubundaki kişilerde çok ciddi sonuçlar doğurabilir”
Yaşlılık döneminde özellikle akciğerlerin dışarıdan alınabilecek bakteri ve/veya virüslere karşı çok daha savunmasız kaldığını belirten Demirel şöyle devam etti:
“Halk arasında akciğer enfeksiyonlarına genel olarak zatürre ismi verilmektedir. Toplumda en sık zatürre yapan bakterinin ismi Streptococcus Pneumoniae’dir(Pnömokok). Yakın temas ile kişiden kişiye bulaşabilir. Bu bakteri sağlıklı kişilerde burun-yutak bölgesinde yerleşip orta kulak enfeksiyonuna ve sinüzite yol açsa da başta yaşlılık gibi bazı durumlarda akciğer, beyin ve eklemleri de etkileyebilir, kana karışıp ölümcül olabilir”
Yaşlılık döneminde yaşanan zatürre vakalarının, bağışıklığın da düşük olması nedeniyle ilerleyerek hayatı tehdit edecek boyuta gelebildiğini belirten Demirel “Dinç bir yaşlıda yaşanan tek bir enfeksiyon hastayı bir anda kırılgan-düşkün yaşlı sürecine sokabilir. Kısacası sağlıklı bir kişide basit bir orta kulak enfeksiyonu yapan bu bakteri; küçük çocuklarda, 65 yaşın üstündeki yaşlılarda ve kronik hastalığı olan kişilerde çok daha ağır ve ölümcül enfeksiyonlara neden olabilir. Örneğin halk arasında Kronik bronşit olarak bilinen KOAH hastalarında zatürre riski sağlıklı kişilere göre 10 kat artmaktadır. Şeker hastası olan yaşlılarda da riskin arttığı gösterilmiştir. Bu nedenle 65 yaş üzeri herkese ve 65 yaş altındaki astım ve KOAH hastalarına, şeker hastalarına, kronik iskemik kalp hastalarına ve kalp yetmezliği olanlara, bağışıklığı düşük hastalara, kronik böbrek yetmezliği hastalarına, uygun dönemdeki kanser hastalarına, organ nakli yapılan hastalara, sigara içenlere, alkolizm ve/veya madde bağımlılığı öyküsü olanlara, romatizmal hastalık öyküsü olanlara zatürre aşısı mutlaka uygulanmalıdır. Ülkemizde her yıl yenilenen grip aşılarına ek olarak iki tip de zatürre aşısı vardır: polisakkaritpnömokok aşısı ve konjugepnömokok aşısı. Konjugepnömokok aşısı ömür boyu kalıcı bağışıklık sağlamaktayken polisakkarit aşı ile kazanılan bağışıklık daha kısa ömürlüdür. 2016 yılı itibarı ile 65 yaş üstündeki bütün hastalara ve 65 yaş altında olup şeker hastalığı, KOAH, astım, koroner arter hastalığı, kalp yetmezliği ve bağışıklığı düşük olan erişkin hastaların da tek doz konjugepnömokok aşı ile bağışıklanması tamamen ücretsiz ve reçetesiz olarak yapılmaya başlanmıştır. Konjuge aşılar Sağlık Bakanlığı tarafından temin edilmekte ve Aile Sağlığı Merkezlerine ve aşıya erişimin mümkün olduğu hastanelere dağıtılmaktadır. İki aşının da yan etkileri çok nadirdir ve bu iki aşı da oldukça güvenlidir” ifadelerini kaydetti.